8 Haziran 2008 Pazar

Paris - Tours - Marseille (2-7 Haziran 2008)

5-6 Hazirandaki ESA (European Spice Association) toplantısı sağolsun yollara düştük yine...keyifle.

250 EURO luk ucuz biletle Sunexpress Izmir-Paris uçuşuna iştirak ettim 2 Haziran pazartesi akşamı. Uçakta yanımda oturan aynı liseden olduğumu öğrendiğim bir kızla sohbet ede ede 3 saati gecirdik. Şunu tanıyor musun, bunu tanıyor musun, bize şu hoca giriyordu derken laf lafı açtı, eğlendik okul anılarıyla. Bir ara hostes kız yemek servisi yaparken, bana "Tevfik Fikret limisin" diye sordu, evet dedim, o da bir üst dönemdenmiş. Şansa bak bir uçakta üç TFL liymişiz.

Pariste sadece bir gece kalacağımdan ve bunun için bir para harcamak istemediğimden, gitmeden 1-2 hafta once email listemdeki herkese Pariste beni evinde ağırlamak isteyecek bir tanıdığı olup olmadığını sordum. 2-3 yıl önce fransadan Celine diye bir kız gelmişti Çeşme'ye onu gezdirmiştim, arada bir haberleşiyorduk, onun arkadaşı Domitille diye bir kız beni kabul etti sağolsun.



















Bana verdiği tarifle 2 tane tren değiştirerek havaalanından malesherbes bulvari üzerindeki eve geldim,



















ön kapının şifresini çevirdim, apartmanın avlusuna geçtim. 5. kata çıktım. Zili çalmak istemedim, kapıyı tıklattım (gece 12). Açan olmadı. Bir daha tıklattım, ses yok. Cep telefonuylan kızı aradım, neredesin dedi ben de senin kapının önünde olduğumu sanıyorum dedim ama açan yok,telefonu kapattık, içeriden tıkırtılar gelmeye başladı ve kapı açıldı. Domitille ve 2 köpeği ile tanıştık. Yaptığı işten bahsetti biraz elektronik malzeme ithalatı yapıyorlarmış. Ona hediye olarak getirdiğim incirleri verdim. Apartman dairisinin 2.katındaki odamı gösterdi, sabah erkenden kalkacağı için izin istedi.

Oda beklediğimden iyiydi, hava izmir sıcaklarından sonra baya serince idi yine de pencereyi açtım temiz havayı çektim içime, sonra da açık bıraktım bulmuş serin havayı, yorganın altında güzel bir uyku çektim.

























Sabah uyandığımda Domitille çoktan gitmiş idi saat 9 falandı köpekler evdeki yabancıyı uzaktan uzaktan süzerekten takılıyorlardı. Ev Paris'in göbeğinde felaket büyük birşeydi, içi antika doluydu, komple bir kat idi. Ailesininmiş ama evi boşaltıyorlarmış satacaklarından. Bir sürü
kutular vardı taşınmaya hazır.




















Mutfağa baktım kahvaltı edilecek bir şey yoktu, bir duş aldım, açık olan biligisayardan iş emaillerime baktım, iki satır bir teşekkür mektubu yazdım çıktım